TÜRK YAYI
Siz değerli okuyucularımıza bu yazımızda okçuluğun kısa tarihçesini ve Türk yayı olarakta bilinen Osmanlı yayının genel özelliklerinin ne olduğu ile ilgili bilgileri derledik.

Günümüzde genellikle spor amacıyla yapılmakta olan okçuluk faaliyeti bizlere yani insanlık tarihi ile kıyaslayacak olursak pek de uzak sayılamayacak geçmiş tarihlere kadar savaşlarda kullanılan en etkili silahlardan biri olmuştur.
Ok ve yayın ilk ne zaman kullanıldığına ve kim tarafından icat edildiğine dair kesin bilgiler bulunmamakla birlikte batı avrupa ve kuzey amerikada bulunan mağaralara görülen çizimlerde kullanılımının ilk örneklerine rastlanmaktadır.

İlk ok ve yay kullanımları MÖ 20.000’li yıllarda gerçekleştiği düşünülmektedir.Yay, ince ve esnek bir ağaçtan yapılırken, geyik bağırsağı, bitki lifi ya da işlenmemiş deri, yayın iki ucuna bağlanır. Bu basit icat sayesinde geçmiş çağlardaki insanlar kendilerini bir çok tehlikeden korumuş ve avlanmada sağladığı kolaylıkla hayatta kalmalarına olanak sağlamıştır.
İlerleyen çağlarda savaşların vazgeçilmez silahlarından biri olan yay ve ok Türklerinde sık kullandığı savaş aletlerinden biri olmuştur.Türkler okçulukta maharetli olduğu kadar yay ve ok yapımında da bir o kadar maharetli olup yaptığı yaylar ile Türk yayı yada Osmanlı yayı olarakta dünyada meşhur olmuştur.

Osmanlı yayı ağaç, boynuz, sinir ve tutkalın birleşiminden oluşan kompozit yapılı, refleks gerilim prensibi ile çalışan bir silah olmakla beraber orta asya kökenli olup yüzyılların süzgecinden geçerek son halini almıştır.Prensip olarak, bükülmeye maruz kalan bir materyalin dış yüzü uzamaya, iç yüzü ise sıkışmaya başlar.Normal ahşap yaylarda bu güçlere mukavemet, kullanılan ağacın türüyle sınırlı olup Osmanlı yayı gibi kompozit yaylarda, ahşabın sınırlı kabiliyetleri başka materyaller kullanılarak çok daha fazla geliştirilme imkânı bulunmuştur. Böylece kullanılan materyaller fiziksel kabiliyetlerinin sınırlarında iş yapabilme imkânını bulmuştur. Yayın dış yüzeyi yeteri kadar uzayamazsa ağacın kendi içindeki bağ kopacağından yay kırılır. Bu eksiklik yayın dış yüzeyinde çok daha esnek ve dayanıklı olan sinir (tendon) kullanılarak ikame edilmiştir. İç yüzeyde yani karında ise tam tersi güçler söz konusu olduğundan ahşap yaylarda bu kısım kompresyon (sıkışma) ile büzülür ve yay, çekildiği yönde deforme olur. Burada sıkışmaya ahşaptan daha dayanıklı olan boynuz ikame edilir.

Osmanlı yayı sahip olduğu bu özelliklerle birlikte hafifliği ile at sırtında da kullanımı kolaylaştırıp Türklere savaşlarda büyük avantajlar sağlamıştır.
Ayrıca bir Osmanlı okçusunun kırdığı 846 metre ok atma rekoru bugün hala kırılabilmiş değil. Bugün bu mesafede ok atacak, Osmanlının yaptığı gibi bir sisteminde olmadığı söylenmektedir.