VEFA’T (BİR POŞET SÜT KISA FİLMİ ÜZERİNE)

Vefa neydi? Vefa iyilikti, dostluktu… Vefa emekti…
Sevgi değil miydi aslında bunlar? Vefaya da oldu yerine koyunca… Vefa da sevgiden doğduğu içindir belki. Vefa arkada bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamaktır; dememiş midir zaten Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî?
Taa en başta başladı bizim vefa borcumuz. Belki de bir elma yiyerekten… Borcumuzu ödeyebilmek için sürekli bir çaba gerekliydi. Uzun yolculuklar çıktı karşımıza, mutlak sona varırcasına… Süttü bize temizliği, iyiliği aşılayan daha ilk doğduğumuz anda. Ölene kadar sahip çıkıp, kollamak gerekti bu emanet bedeni. Verilen sözü tutmaktı vefa çünkü. Vefa küçüklerin büyüklere, büyüklerin küçüklere göstermesi gereken şeydi… Dirilerin, ölülerine sahip çıkması, yalnız bırakmamasıydı vefa…
Geniş çaplı düşünmek gerekir. Her şeyi ilk anlamıyla anlamak yerine, tek anlamı olmadığını da bilmek gerekir. Bazen değiştirmek gerekir. Dünyayı, çevreyi, insanları ve daha çok şeyleri… Gidilecek yol bulamayız bunları değiştirmek için bazen, kendimizi değiştirmek gerektiğini unutaraktan. Kendimiz değişiriz, çevre değişti sanırız. Aslında değişen biziz, dünya değişti diye yanılırız. Çünkü her insan kendi dünyasının da mimarıdır birazda.
Vefa, bir poşet süt içerisine gizlenmiş elma tanesidir.
Ve Mevlana sözlerine devam etmiş:
“…Vefa: Ötelerin sonsuz güzellikleri karşısında cehennemi hafife almaman,
ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.”
(Aralık,2016 “Bir Poşet Süt” kısa filmi üzerine yazılmıştır.)
Filmi izlemek için;